Koşuyordu Dünya, çılgınca koşuyordu insanlar! Dur-durak bilmeden, zamanı ezercesine, sevdiklerine ayıracakları süreden kırparak ve doğanın yüzüne bakmadan… Hayatın o dizginsiz yoğunluğu içerisinde yoktu kimsenin kimseye “nasılsın” diye soracak vakti. An gelip de fırsat olsa bile, bu defa yorgunluktan istemiyordu kimse kimseyle konuşmayı. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” deyimini onaylayan davranışların sarkacında oradan oraya sürükleniyorlardı, üstelik farkında bile olmadan bu hareketli yaşamın verdiği hoyratlıkla. Sonra bir gün aniden bir şey oldu! Durdu zaman, yavaşladı insanlık, aynı zamanda şaşırarak. Gökten inme bir balyoz yapmadı bunu üstelik. Mikro mini, görünmez bir canlı resmen savaş açtı insanlığın bu pervasız gidişatına. Herkes yavaş yavaş çekildi evlerine, kendi kuytularına. Korktular, çünkü muhatapları kendilerinden kat be kat küçük bir yaratık olmasına rağmen milyonlarca insana zarar verebilecek güçteydi. Evlerinde beklerken insanlar bu durumun bitmesini, sokaklar temizlendi, buzullar yeniden donmaya, atmosfer arınmaya başladı. Hava kirliliği azaldı, kavga, kaos, kaza, cinayet haberleri kesildi. İnsanlığın tüm garezi dünyaya idi sanki. Elini, eteğini çekti insan, nefes aldı dünya! Herkesin zor günlerden geçtiği bugünler elbet sona erecek. Ancak geçirdiğimizle kalmamalıyız. Bu başımıza gelenlerden büyük bir ders çıkarmalıyız. İhmal ettiğimiz sevdiklerimize şu üç günlük dünyada gerektiği gibi vakit ayırmalıyız. Havanın, suyun, doğanın, toprağın değerini bilmeli ve bunu sürdürülebilir kılmalıyız. Konya, Atlıkarınca Reklam Ajansı çalışanları olarak bu sürecin tez vakitte en az kayıpla atlatılmasını ve sağlıklı yarınları hep beraber karşılamayı temenni ediyoruz. #EvdeKalTürkiye
